Kalp Çarpıntısı Neden Olur? Nasıl Geçer?

Kalp çarpıntısı, kişinin normalden daha hızlı veya düzensiz bir kalp atışı hissetmesi durumunu ifade eder. Bu durumun bir dizi nedeni olabilir ve bazen normal fizyolojik tepkilerden kaynaklanabilmektedir. Ancak, bazı durumlarda kalp çarpıntısı ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilmektedir.

Ancak, bazı durumlarda kalp çarpıntısı ciddi bir sorunun belirtisi olabilmektedir. Özellikle aniden ortaya çıkan, şiddetli veya sürekli kalp çarpıntısı durumunda, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. Bu durumlar arasında kalp ritim bozuklukları, kalp kapak hastalıkları veya koroner arter hastalığı gibi ciddi kardiyovasküler sorunlar yer alabilmektedir.

Fiziksel Aktivite: Egzersiz yaparken veya aşırı fiziksel aktivite sırasında, vücut daha fazla oksijene ihtiyaç duyar ve kalp daha hızlı atar. Bu durum genellikle normaldir.

Stres ve Anksiyete: Stres veya anksiyete durumlarında, vücut “savaş veya kaç” tepkisi vererek kalp atış hızını artırabilmektedir.

Yüksek Kafein Tüketimi: Fazla miktarda kafein tüketimi, kalp atış hızını artırabilir ve bazı kişilerde çarpıntı hissine neden olabilmektedir.

Dehidrasyon: Vücut yeterli su almadığında, kan hacmi azalabilir ve bu da kalp atış hızını artırabilmektedir.

Ateş veya Enfeksiyon: Yüksek ateş veya ciddi bir enfeksiyon, vücudun daha fazla oksijene ihtiyaç duymasına neden olarak kalp atış hızını artırabilmektedir.

Hormonal Değişiklikler: Hamilelik, adet dönemi veya menopoz gibi hormonal değişiklikler kalp atış hızını etkileyebilmektedir.

Tiroid Sorunları: Tiroid bezinin düzensiz çalışması, kalp atış hızını etkileyebilir ve çarpıntıya neden olabilmektedir.

Elektrolit Dengesizliği: Potasyum, magnezyum veya kalsiyum gibi elektrolitlerin dengesizliği, kalp atışlarını etkileyebilmektedir.

 

Çarpıntı Nasıl Geçer?

  • Derin Nefes Almak: Derin nefes almak ve yavaşça nefes vermek, stres ve anksiyete ile ilişkili çarpıntıyı azaltabilmektedir. Bu, vücudunuzun rahatlamasına yardımcı olabilmektedir.
  • Soğuk Su İçmek: Soğuk su içmek, vücut sıcaklığını düşürebilmekte ve kalp atış hızını normalleştirebilmektedir.
  • Rahatlatıcı Teknikler Uygulamak: Yoga, meditasyon veya progressif kas gevşetme gibi rahatlatıcı teknikleri denemek, stresin azalmasına ve çarpıntının hafiflemesine yardımcı olabilmektedir.
  • Kafein ve Uyarıcıları Sınırlamak: Kafein ve diğer uyarıcıları sınırlamak, kalp atış hızınızı düzenleyebilmektedir. Kahve, çay, enerji içecekleri ve bazı ilaçlarda bulunan kafein çarpıntıya neden olabilmektedir.
  • Düzenli Egzersiz Yapmak: Düzenli egzersiz, genel kalp sağlığınızı iyileştirerek çarpıntının azalmasına yardımcı olabilmektedir. Ancak, aşırı egzersizden kaçınılmalıdır.
  • Doğru ve Düzenli Beslenmek: Sağlıklı bir diyet, vücuttaki elektrolit dengesini koruyarak çarpıntının azalmasına yardımcı olabilmektedir. Potasyum, magnezyum ve kalsiyum gibi elektrolitlerin yeterli alımına dikkat edin.
  • Stresle Başa Çıkmak: Stresle başa çıkmak için uygun yöntemleri bulmak önemlidir. Yoga, meditasyon, doğa yürüyüşleri veya hobiler bu konuda yardımcı olabilmektedir.

 

Kalp Çarpıntısı ve Mide Bulantısı Neden Olur?

Kalp çarpıntısı ve mide bulantısı bir arada görüldüğünde, birkaç farklı neden bu semptomları tetikleyebilmektedir. Stres ve anksiyete durumları, vücudu “savaş veya kaç” moduna geçirerek kalp atış hızını artırabilmektedir. Ve mide bulantısına neden olabilmektedir. Bu durum, özellikle yoğun stres anlarında veya anksiyete atakları sırasında görülebilmektedir. Mide problemleri, mide asidinin yemek borusuna geri akması (reflü) sebebi olabilmektedir. Veya mide ülserleri gibi durumlar, mide bulantısına yol açabilmektedir. Aynı zamanda, mide problemleri vücutta stres reaksiyonlarını tetikleyebilmekte ve bu da kalp çarpıntısına neden olabilmektedir.

Fazla miktarda kafein tüketimi, kalp atış hızını artırabilmektedir. Ayrıca mide asidini artırarak mide bulantısına neden olabilmektedir. Hormonal değişiklikler, hamilelik, adet dönemi veya menopoz gibi durumlar, hem kalp çarpıntısını hem de mide bulantısını tetikleyebilmektedir. Elektrolit dengesizliği, potasyum, magnezyum ve kalsiyum gibi elektrolitlerin dengesizliği, kalp çarpıntısı ve mide bulantısına neden olabilmektedir.

Kalp ritim bozuklukları veya diğer kardiyovasküler sorunlar da bu semptomları tetikleyebilmektedir. Ayrıca, düşük kan şekeri durumu da hızlı kalp atışı ve mide bulantısına yol açabilmektedir. İlaçların yan etkileri de bu semptomlara neden olabilmektedir. Eğer kalp çarpıntısı ve mide bulantısı sürekli hale gelirse veya diğer belirtilerle birlikte görülüyorsa, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. Bu belirtiler altında ciddi bir sağlık sorunu olabilmekte ve doğru tanı ve tedavi için uzman bir doktordan yardım almak önemlidir.

 

Çarpıntı Kalp Krizine Neden Olur mu?

Çarpıntı, kişinin normalden daha hızlı veya düzensiz bir kalp atışı hissetmesi durumunu ifade eder. Çoğu zaman çarpıntılar zararsızdır ve birçok farklı nedenle ortaya çıkabilmektedir. Ancak, çarpıntılar bazen ciddi bir altta yatan sağlık sorununun belirtisi olabilmektedir. Kalp krizi, genellikle koroner arterlerin tıkanması veya daralması sonucu ortaya çıkabilmektedir. Öyle ki kalp kasının kan akışının azalması veya durması durumunda ortaya çıkan ciddi bir durumdur. Kalp krizinin belirtileri arasında göğüs ağrısı, solunum zorluğu, terleme, bulantı ve bazen çarpıntı da bulunabilmektedir.

Çarpıntılar genellikle kalp krizinin bir belirtisi olarak düşünülmez. Ancak, kalp krizi geçiren bazı kişilerde çarpıntı hissedilebilir. Bu, kişinin vücudunun stresle başa çıkma veya oksijen eksikliği nedeniyle kalp atış hızını artırmasından kaynaklanabilmektedir. Önemli olan, çarpıntıların altında yatan nedeni belirlemektir. Çarpıntılarınız varsa ve özellikle göğüs ağrısı, solunum zorluğu olabilmektedir. Veya diğer kalp krizi belirtileri de varsa, derhal bir acil servise başvurmalısınız.

Çarpıntılarınızın nedeni bir kalp sorunu değilse bile, başka bir sağlık durumu ile ilişkili olabilmektedir. Bu durumu değerlendirmek için bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. Herhangi bir şüphe durumunda, kalp sağlığı konularında uzmanlaşmış bir doktora danışmalısınız. Ayrıca gerekirse testler ve değerlendirmeler yaptırmanız en güvenli ve doğru yaklaşım olacaktır.